SON YAYINLAR

TV İZLE

tv

25 Mayıs 2008 Pazar

Devamlı Oruç

Ashabın büyüklerinden Amr ibni As radıyallahu anh'ın oğlu Abdullah radıyallahu anh, muttaki ve âlim bir kişiydi, Resulûllah aleyhisselâmın vahiy katipliğini yapar, duyduğu hadisleri de yazardı. Kendisini çok fazla bir şekilde de ibadete vermiş; her gününü oruçlu, her gecesini de ibadetle geçirmeyi âdet edinmişti. Bir gün babası Amr ibni As radıyallahu anh, onlara gelince, oğlunun ailesine:


24 Mayıs 2008 Cumartesi

Fakirin Kefareti

Ebû Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:

Bir adam Peygamber aleyhisselâmın huzuruna gelerek şöyle dedi

— Helak oldum, Ey Allah'ın Resulü! Peygamber aleyhisselâm:

— Seni ne helak etti? diye sordular. Adam:

— Ramazanda hanımıma yaklaştım, dedi. Peygamber aleyhisselâm:


— Azad edilecek kölen var mı? diye sordular. Adam, hayır cevabını verince:

— Aralıksız iki ay oruç tutabilir misin? dedi.

Adam

Orucun Fazileti

Muaz bin Cebel radıyallahü anh şöyle rivayet ediyor:

Peygamber aleyhisselâm ile bir seferde beraber bulunuyordum. Bugün sabahleyin onun yanında idim ve beraber yürüyorduk. Kendisine dedim ki:

— Ey Allah'ın Resulü, bana, cehennemden uzaklaştıran ve cennete koyan bir iş haber ver.



Allah'ın Peygamberi buyurdular ki:

— Bana büyük bir şeyden sordun. Ancak Allah'ın kolaylaştırdığı kimseye o,

Borçlunun Namazı

Câbir radıyallahü anh şöyle anlatır.:

Üzerinde borç bulunduğu halde ölen kimsenin, Allah'ın Resulü cenaze namazını kılmazdı da, bir cenaze getirilince, «Ölen kişinin borcu var mı?» diye sordu.

— Evet, iki dinar borcu var, dediler de, Peygamber aleyhisselâm:



— Arkadaşınızın cenaze namazını kılın! buyurdu ve kendisi kılmak istemedi.

Ebû Katâde «o iki dînar borcu ödemeyi ben üzerime alıyorum»

Borçluya Kolaylık

Huzeyfe radıyallahü anh, Peygamber aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:

Melekler sizden önce geçen bir şahsın ruhu ile karşılaşmışlardı ve kendisine:

— Hayır olarak bir şey işledin mi? diye sormuşlardı da, adam:



— Hayır, diye cevabta bulunmuştu. Melekler:

— Biraz düşün, dediler. Adam:

— insanlara borç verirdim de, hizmetçilerime, güç vaziyette olanların borçlarını tehir etmelerini,

22 Mayıs 2008 Perşembe

Zekatını Vermeyenlerle Harp

Ebû Hüreyre radıyallahü anh anlatıyor:

Resûlullah aleyhisselâm âhireti şereflendirip yerine Ebû Bekir radıyallahü anh halîfe olduktan sonra Arab'tan küfredenler küfre dalınca, Hattab oğlu Ömer radıyallahü anh Ebû Bekir'e bu husustaki kararıyla alâkalı olarak şöyle dedi:



— Nasıl o insanlara savaş ilân edersin ki, Peygamber aleyhisselâm «La ilahe illallah» deyinceye kadar insanlarla harbetmekle

Zekat Vermemenin Cezası

Ebû Hüreyre radıyallahü anh, Peygamber aleyhisselâmın zekâtını vermeyenler hakkında şöyle buyurduğunu anlatıyor:

Kim Allah kendisine mal vermiş de zekâtını vermemişse, zekâtı verilmemiş olan o malı, kıyamet gününde, iki gözü üzerinde iki siyah nokta bulunan korkunç ve zehirli erkek bir yılan suretine konulur ve bu korkunç yılan kıyamet gününde mal sahibinin boynuna sarılır. Sonra, ağzı ile

Cehennemde Kadınlar

İbni Abbas radıyallahü anh anlatıyor:

Peygamber aleyhisselâm zamanında güneş tutulmuştu. Allah'ın Resulü namaz kılıp uzun uzun kıyamda kaldı.

Bundan sonra Peygamberimiz şöyle buyurdu:



— Muhakkak güneş ile ay Allah'ın âyetlerinden birer âyettir. Hiç bir kimsenin ölümü ve yaşaması için tutulmazlar; şu halde tutulduklarını görünce Allah'ı zikrediniz.

İnsanlar dediler ki:

— Ey Allah'ın Resulü,

Kadınlara Nasihat

Câbir radıyallahu anh'ten şöyle anlatılır:

Peygamber aleyhisselâm ile Bayram namazında bulundum da, ezan ve kamet okunmadan, hutbeden önce namaza başladı. Sonra Bilâl radıyallahu anh'e dayanarak hutbe okumak için kalktı. Ve takvayı emrederek Allah'a taat ve ibadete teşvik etti ve insanlara vaz-u nasihatte bulunduktan sonra, Mescidin gerisinde bulunan kadınlara geldi ve onlara da vaz-u nasihat

Duaların Kabul Zamanı

Ebû Hüreyre radıyaîlahü anh'den anlatılır:

Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurmuşlardır:

«Güneşin doğduğu günlerin en hayırlısı Cuma günüdür. Çünkü Adem aleyhisselâm o günde yaratıldı, o günde Cennete konuldu, o günde Cennetten yer yüzüne indirildi. O günde bir saat vardır ki; Allah'tan bir şey isteyerek, kıldığı namazı o saate isabet ettiren her müslim kuluna Allah istediğini verir.»



Ebû

20 Mayıs 2008 Salı

Beş Vakit Namazın Kılınışı


RESİMLERLE NAMAZIN KILINIŞI   Örnek olarak sabah namazının iki rek'at farzının kılınışı resimlerle anlatılmış, erkek ve kadınların farklı hareketleri belirtilmiştir. İki rek'atli bir namazdaki hareketler ile diğer namazlardaki hareketler arasında fark olmadığından onların resimlerle anlatılmasına gerek duyulmamıştır.    SABAH NAMAZININ FARZININ KILINIŞI
    Birinci Rek'at:
1) Ayakların

Namaz Süreleri


Fatiha Suresi


-OKUNUŞU-Elhamdülillâhi rabbil’âlemîn. Errahmânirrahîm. Mâliki yevmiddîn. Iyyâkena’büdü ve iyyâke nesta’în. Ihdinas-sirâtal müstakîm. Sirâtallezîneen’amte aleyhim gayrilmagdûbi aleyhim ve leddâllîn.(Amin)




MÂNÂSIHamd(övmek, övülmek); O, âlemlerin Rabbi, O Rahmân, Rahîm, O, âhiretgününün mâliki Allâh’in (hakki) dir. O’na mahsustur. Ilâhi! Yalniz Sanaibâdet ve kulluk ederiz,

Namazdan Sonra Zikrin Fazileti

Ebû Hüreyre radıyallahü anh'ten rivayet edilerek anlatılıyor:

Muhacirlerin fakirleri Resulüllah aleyhisselâma gelip dediler ki:

«Servet sahibi Müslümanlar derece ve nimetler bakımından bizi geçtiler...» Resulüllah aleyhisselâm da «ne hususta» diye buyurunca; muhacir fakirler:



«Biz namaz kılıyoruz, onlar da kılıyorlar; biz oruç tutuyoruz, onlar da tutuyorlar; fakat onlar sadaka verdikleri

Ümmeti Muhammed'in Affı

Amir bin Sa'd radıyallahü anh babasından naklen anlatıyor:

Peygamber aleyhisselâm ile beraber Medine'ye gitmek üzere Mekke'den yola çıktık ve Azverâ isimli mıntıkaya yaklaştığımızda, Nebiy aleyhisselâm indi ve ellerini kaldırıp bir müddet Allah'a dua ettikten sonra yere kapanıp secde etti. Secdede uzun bir süre durdu, yine ellerini kaldırıp bir müddet Allah'a duada bulunduktan sonra yere

Namazın Fazileti

Talha bin Ubeydullah'dan anlatılıyor:

Necid ahalisinden saçları dağınık, sesinin gürültüsü işitilip ne dediği yanımıza gelinceye kadar anlaşılmayan bir şahıs Resûlüllah aleyhisselâma geldi; baktık ki:

İslâm nedir? diye soruyor adam.

Bunun üzerine Resûlüllah aleyhisselâm:



Bir gün bir gecede beş vakit namazdır, buyurdu.

Adam:

Beşten fazla bir şey yok mu? dedi.

Peygamber aleyhisselâm:

Cehaletin İlacı Sormak

Câbir radıyallahü anh anlatıyor:

Arkadaşlarımla beraber sefere çıkmıştık, içimizden birinin başına taş isabet etti ve başını yaralayıp kemiğini kırdı. Sonra aynı adam uykuda ihtilâm olduğu için, arkadaşlarına:

— Teyemmüm edebilir miyim, bu hususta benim için ruhsat buluyor musunuz? diye sordu.

Arkadaşları da:


— Hayır, su mevcut oldukça teyemmüme ruhsat yoktur, diye cevap verdiler. Bunun

Teyemmümün Meşruyeti

Hazreti Aişe radıyallahü anhâ anlatıyor:

Resûlüllah aleyhisselâmın seferlerinin birinde kendisi ile beraber yola çıktık. Mekke'ye yakın

bir yer olan Beydâ, yahut Mekke ile Medine arasında bir yer olan Zât ile Ceyş'de bulunduğumuz sırada gerdanlığım kaybolmuştu. Gerdanlığımı arayıp bulmak için Allah'ın Resulü ile beraber diğer insanlar da burada durdular. Bu mahalde su olmadığı gibi, halkın da

Niyet - İhlas Ve Meziyetleri

İbni Ömer radıyallahü anh'ten rivayet edilir:
Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

Üç kişi yolda giderken yağmura tutulup, dağın bir mağarasına sığındılar. Arkasından da sığındıkları mağaranın önüne dağın üzerinden bir kaya düşüverdi ve mağarayı kapattı. Bunun üzerine biribiriyle şöyle konuştular:

Allah için işlediğiniz bir iş varsa, hatırlayın ve onu vesile ederek Allah'a dua edin, belki sizi

Kıyamette İlk Sorgu Üç Kişi

Ebû Hüreyre radıyallahü anh'den anlatılır:

Resûlüllah aleyhisselâm şöyle buyurdu:

Kıyamet gününde üç kişi ilk olarak sorguya çekilir:

Birincisi, cihad esnasında ölen kimsedir ki, Allah'ın huzuruna getirilir ve Allah, kendisine verilmiş olan nimetleri önüne serer. O da, bunlara nail olduğunu itiraf eder.


Bunun üzerine Allah kendisine:

Bu mazhar olduğun nimetler içerisinde ne yaptın? diye

Kabir Azabına İki Sebeb

İbni Abbas radıyallahu anh'ın şöyle anlattığı rivayet edildi: Peygamber aleyhisselâm iki kabre rastladı ve şöyle buyurdu: Bu kabirlerdeki iki kişi insanlarca mühimsenmeyen bir suçtan azap görüyorlar. Biri bevlettikten sonra korunmadığı ve dikkatsiz davranıp, pislikten kaçınmadığı için; diğeri de koğuculıık yaparken, insanların arasını bozduğu için azap görüyor. Sonra Peygamber aleyhisselâm yaş

19 Mayıs 2008 Pazartesi

Üç Kişinin Davranışları

Ebû Vâkıd el Leysî anlatıyor: Peygamber aleyhisselâm insanlarla birlikte mescitte otururken hemen üç kişi yanına geliverdi. Bunlardan ikisi Peygamber'in huzuruna doğru yürüdü. Birisi ise dönüp gitti. Bu ikisi Peygamber aleyhisselâmın huzuruna gelince, bunlardan biri, cemaat arasında bulduğu boş yere oturdu, ikincisi ise, cemaatın arkasına oturdu. Üçüncüsü de oturmayıp döndü ve gitti. Bunun

Peygamberin Kardeşleri

Ebû Hüreyre radıyallahü anh şöyle anlatıyor:

Peygamber aleyhisselâm kabristana gelip buyurdu:

— Selâm sizlere ey müminler topluluğunun diyarı! Ve biz de,,—Allah dilerse— muhakkak size ulaşacağız. Kardeşlerimizi görmeyi arzu ediyorum.

— Ey Allah'ın Resulü, biz senin kardeşlerin değil miyiz? dediler. Peygamber aleyhisselâm:



— Siz arkadaşlarımsınız. Kardeşlerimiz ise, henüz gelmemiş olanlardır

İslam Ve İman

Hazreti Ömer bin Hattâb radıyallahü anh anlatıyor: Bir gün biz, Peygamber aleyhisselâmın yanında iken birden, elbisesi bembeyaz sakalının kılları ile saçları kapkara, üzerinde yolculuk eseri görünmeyen, hiçbirimizin tanımadığı bir adam geliverdi. Peygamber aleyhisselâmın tâ yanına oturdu. Diz kapaklarını O'nun diz kapaklarına dayadı. Ellerini dizlerine koydu Ve:— Ey Muhammed, bana islâm'dan haber

Risale aşılmayı değil açılmayı bekliyor


M. KARABAŞOĞLU: En başta, ‘iş icabı’ okuduğum bütün kitapları aynı zamanda ‘keyif alarak’ okuduğumu belirtmek isterim. Okuduğum her kitaptan birşeyler öğrendim; her bir okumamdan bir keyif aldım. Maamafih, okumak istediğim halde, ‘iş icabı’ okumalarımın yoğunluğu yüzünden henüz okuyamadığım uzunca bir liste de zihnimde ve kütüphanemde bekliyor.
Risale-i Nur dışında, haz duyarak okuduğum edebiyat

Harama Bakmak Unutkanlık Yapar

Risâle-i Nur talebelerinden bir genç hâfız, pek çok adamların dedikleri gibi dedi: "Bende unutkanlık hastalığı tezayüd ediyor, ne yapayım?"

Ben de dedim:

Mümkün oldukça nâmahreme nazar etme. Çünkü rivayet var. İmam-ı Şâfiî'nin (ra) dediği gibi, “Haram-ı nazar, nisyan verir.”

Evet, ehl-i İslâmda, nazar-ı haram ziyadeleştikçe, hevesat-ı nefsaniye heyecana gelip, vücudunda su-i istimalâtla israfa

İmam-ı Gazali

Hayatı

İran’ın Tus şehrinin Gazal kasabasında 1058 (h.450) yılında doğdu.Babası fakir ve salih bir zattı. Âlimlerin sohbetlerinden hiçayrılmazdı. Elinden geldiği kadar, onlara yardım ve iyilik eder vehizmetlerinde bulunurdu. Âlimlerin nasihatini dinleyince ağlar veAllahü teâlâdan kendisine âlim olacak bir evlat vermesini yalvararakisterdi. Babası yün eğirip, Tus şehrinde bir dükkanda

Abdullah El-Harari

Abdullâh el-Hararî eş-Şeybî el-Abderî İslam alimi, muhaddis. Yaklaşık olarak 1328 H. /1910 R. yılında Harar şehrinde doğmuştur. Küçük yaştan beri kendisini İslâmi bilgileri öğrenmeye vermiş, yedi yaşındayken Kur’anı kerim’i tertilen ezberlemiştir. İslâmî ilimlerin tahsilini beynelmilel düzeyde sürdürmüştür. Vehhabilere karşı yaptığı kuvvetli ilmî reddiyelerle ün kazanmıştır. Matbu ve elyazması

Abdülhakim Arvasi

Abdülhakîm Arvâsî (1865 - 1943) Sünnî, İslam âlimidir.

Hayatı

Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında yaşamıştır. Seyyiddir. Van'ın Başkale kazasında doğmuştur. Seyyid Fehîm Arvâsî'den eğitim almıştır. Arvâsî, dini ve dünyevi ilimlerde geniş bilgi sahibiydi. Dört mezhebinde fıkh bilgilerinde mâhirdi. Van'da 30
yıl ders verdikten sonra, Doğu

Abdülkadir Geylani

Abdülkadir Geylani (Arapça: عبد القادر الجيلانى 'Abd al-Qadr Jīlānī, Farsça: عبد القادرگیلانی Gīlānī ; 1166-1066), İslam bilgini. Kadiri tarikatının kurucusudur.

Muhyiddîn, Kutb-i Rabbânî, Kutb-i a'zam, Gavs, Gavs-ül a'zam, Sultân-ul-evliyâ (evliyaların sultanı) olarak da anılır. Künyesi Ebu Muhammed'dir. Babası Ebu Salih bin Musa Cengidost'tur. Müslümanlara göre Muhammed'in torunu Hasan'ın oğlu

Ölümün Şiddeti Kabir Ve Kabir Suali

Alternatif link http://rahman.fw.nu/medyaislam.com.tr/file.php?f=443

18 Mayıs 2008 Pazar

Yetim Kızı

Mehmet Emin Ay - Mustafa Demirci - Bana Rahmet Eyle Allah'ım

Celaleddin Ada - Can Ahmedim

Yusuf İslam - A Is For Allah

Seyidin Nebi

Zekâtın hesap günü


Her ibâdeti yaparken, o ibâdetin farzlarına, şartlarına dikkat etmek, bu şartları, farzları öğrenmek lâzımdır. Zekâtın da, farzı ve ba'zı şartları vardır. Zekât verebilmek için, herşeyden önce, dînen zengin olmak, yâni nisâbâ mâlik olmak lâzımdır. Nisâb, aslî ihtiyaçların dışında 96 gram altın veya bunun karşılığı paraya, ticâret malına mâlik olmaktır. Bu miktara ulaşmıyan kimse, dinen zengin

Zekat


İslâmın beş şartından dördüncüsü zekât vermektir. Hicretin ikinci yılında oruçtan önce farz olmuştur. Mal ile yapılan ibadettir.

Zekât, dini ölçülere göre zengin olan müslümanların seneden seneyemalının ve parasının kırkta birini fakir olan müslümanlara vermesidir.

Zekâtın Faydaları



Zekât, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen , zenginlerde şefkat ve merhamet

Oruç ve Faydaları

Ramazan ayında oruç tutmak İslam'ın beş şartından biridir. Oruç, niyetederek tan yerinin ağarmasından itibaren güneş batıncaya kadar yememek,içmemek ve cinsi ilişkide bulunmamak suretiyle yerine getirilen biribadettir.

Peygamberimiz oruç tutanlar için şu müjdeyi veriyor: "Kim inanarak ve mükafatını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır."(El-Buhari, Savm:7)
Oruç

Fıtır Sadakası


Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisab miktarı malı (80.18gr. altın) veya onun değerinde parası olan müslümanın fıtır sadakasıvermesi vacipdir. Buna kısaca "Fitre" denilir. Fıtır sadakasının vacipolması için zekâtta olduğu gibi malın üzerinden bir yıl geçmesi veartıcı nitelikte olması şart değildir.

Fitre, Ramazan ayındafakirlere verilen bir sadakadır. Bayramdan önce verilmesi

13 Mayıs 2008 Salı

Muallak Taşı ( Hacer-i Muallak )

Bu taşın adı Muallak Taşı ya da Hacer-i Muallak. Asılı duran taş anlamına geliyor. Peygamberimiz Hz. muhammed'in Mirac'a çıkarken bastığı ve ayak izinin bulunduğu kayadır. Altında mağara olan bu kaya parçası, Kudüs'te Kubbet-üs Sahra'nın içindedir.

Kayanın en geniş kısmı 18 metre, en dar kısmı ise 13.5 metredir. Bu kayanın içine on bir basamak merdivenle inilebilmektedir. Kayanın iç kısmı

Şeytan Abidi Yoldan Nasıl Çıkardı

Kendine ait zaviyede Allahü Teâlâ'ya ibâdetle meşgul olan münzevî bir âbid vardı. Bir kadına da bir hastalık arız olmuştu. Kadının kardeşleri, kendisini, tedavi olur ve şifa bulur ümidiyle bu adamın yanına bırakmışlardı. Zamanla kadın âbidin nefsine hoş göründü ve tuttu zina etti. Kadın bu beraberlikten hamile kalmıştı. Derken Şeytan geldi, ne yapacağını şaşıran âbide:



— «Sen, bu kadını öldür,

Eshab-ı Kehf ( Mağara Arkadaşları )

Hazreti Isa aleyhisselâmdan sonra încil ehlinin işi karmakarışık, alt üst olmuş, aralarında günahkârlar büyümüş, hükümdarlar azgınlaşmış ve putlara tapar; putlar için kurbanlar keser hale gelmişlerdi. Bu yolda en ileri gidenlerden birisi de Rum hükümdarlarından Dekyanus idi. Bu hükümdar Rum diyarını dolaşıp putperestliği kabul etmeyen Isa ümmetini katlediyordu.



Dekyanus bu gezisi sırasında

Hz. İsa Ve Havarileri

Isa aleyhisselâm otuz yaşında iken İsrail Oğullarına peygamber olarak vazifelendirildi. Hazreti Allah bu büyük peygamberinin gelişini Kur'ân'ında meâlen şöyle beyan ediyor:

«Habîbim, Meleklerim Meryem'e şöyle dediklerini de an: Ey Meryem! Allah sana kendi tarafından bir kelime, bir mucize olarak vücud bulacak bir çocuk müjdeler. Onun adı Meryem oğlu Mesîh isa'dır. Bu çocuk sana dünyada ve

İffet Numunesi Meryem

Hazreti Meryem'in babası İmran olup Süleyman aleyhisselâm neslindendir. Anasının adı da Hanne'dir. Hanne'nin kız kardeşi Işâ da Zekeriyya aleyhisselâmın zevcesi ve Hazreti Yahya'nın annesidir.

Meryem'in babası Imran henüz Meryem, ana karnında iken vefat ettiği için, anası Hanne, doğuracağı çocuğunu Beyt-i Makdis'e hizmetçi yapacağını nezretmişti. Bu itibarla Meryem Beyt-i Makdis'in imâmı ve

Hz. Zekeriyya Ve Yahya


Zekeriyya aleyhisselâmın nesebi Hazreti Süleyman'a çıkar. Hazreti Zekeriyya marangoz olup elinin emeğiyle geçinirdi. Aynı zamanda Beyt-i Makdis'de imamlık da yapan Zekeriyya aleyhisselâmın yetmiş yaşına kadar evlâdı olmamıştı. Allahü Teâlâ'ya bu hususta yaptığı niyazı üzerine kendisine Yahya aleyhisselâm evlâd olarak ihsan olunmuştur.

Hazreti Zekeriyya bu hususta Allahü Teâlâ'ya gizli ve

12 Mayıs 2008 Pazartesi

Hz. Şa'ya'nın Şahadeti

İsrail Oğullarında bir çok hadiseler vuku bulmuş, günahlar işlenmişti. Allahü Teâlâ, bunlardan dolayı azap vermemiş kendilerine ihsan ve lütuf ile muamelede bulunmuştu. Nihayet İsrail Oğullarının Sıdıka nâmındaki hükümdarları zamanında hadiseleri büyümüştü. O zaman da Şa'ya aleyhisselâm peygamber olarak gönderilmiş ve Babil hükümdarı Sencarib'in hücum ve istilâsı defedilmişti.


Şa'ya ibni Esmıya

Hz. Süleyman'ın Saltanatı

Hz. Davud'un on dokuz oğlundan Süleyman aleyhisselâm on üç yaşında onun varisi olarak yerine geçti ve insanlar arasında hak ve adalet ile hükümler yerine getirmek hususunda peygamberlik ve hükümdarlık makamını tuttu. Allahü Teâlâ'nın nimetlerini anlatıp teşhir ederek kendilerine verilen faziletli ilmi ve mucizeleri tasdik için halkı davet etmek üzere:

— Ey insanlar! Bize kuş mantıki, kuş dili

Hz. İlyas Ve Elyesa

İsrail Oğulları Peygamberlerinden Hazkîl aleyhisselâmın vefatı üzerine bu kavim içerisinde kötülükler çoğalmış, halk kendi elleriyle yaptıkları putlara tapmaya başlamıştı. Bunun üzerine Allahü Teâlâ İsrail Oğullarına peygamber olarak İlyas aleyhisselâmı gönderdi.

Hazreti Musa'dan sonra gelen İsrail Oğulları Peygamberlerinin tamamı, zaman geçtikçe Tevrat hükümlerini unutan İsrail Oğullarına

10 Mayıs 2008 Cumartesi

Sabahin Duasi Turkce

Namaz Vakitleri

47- Farz namazlarla bunların sünnetleri için, vitir namazı, teravih namazı, cuma ve bayram namazları için vakit de bir şarttır. Şöyle ki: Farz namazlar, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarından ibarettir. Cuma namazı da öğle vakti içinde yerine getirilir. Bu namazların vakitlerini bilmek farz olan bir görevdir. Vakti henüz girmeden kılınan bir namaz geçerli değildir, vakti içinde yeniden

Kıbleye Yönelmek

31- Namazda Kabe'ye doğru yönelmek de bir şarttır. Bilindiği gibi Kabe, Mekke şehrindeki bir binadan ibaret değil, asıl olan bu binanın yeridir. Bu mübarek yerin göklere doğru üst tarafı ve derinliklere doğru alt tarafı hep kıble yönüdür. Bunun için Kabe'nin yanında veya içinde bulunanlar, Kabe'nin herhangi bir tarafına yönelerek namaz kılabilirler. Cemaatle namaz kıldıkları zaman da, imam

Setr-i Avret (Ayıp Yerleri Örtmek)


22- Namazda avret yerini örtmek bir şarttır. Şöyle ki: Namazda örtülmesi farz olan ve başkalarının bakmaları caiz bulunmayan organlara "Avret yeri" denir. Erkeklerin avret sayılan yerleri, göbekleri altından dizleri altına kadar olan yerdir. Diz kapakları da bu avret sayılan yere girer.
Kadınlara gelince: Hür olan kadınların yüzleri ile ellerinden başka, bütün bedenleri avrettir. Yüzleri

Hadesten ve Necasetten Taharet

21- Namazdan önce hadesten ve necasetten taharet birer şarttır. Bunlar bulunmadıkça namaz sahih olmaz. Hükmî necaset denilen hadesten, abdesti veya guslü gerektiren hallerden temiz bulunmak gerektiği gibi, hakikî necaset denilip maddeten pis bulunan şeylerden temiz bulunmak da gerekir. Öyle ki, namaz kılacak kimsenin bedeni ile elbisesi ve namaz kılacağı yer temiz olacaktır. Bu iki şartla

Namazların Farzları, Şartları, Rükünleri


19- Namazların farzları on ikidir. Bunlardan altısı, daha namaza başlamadan önce yapılması gereken farzlardır ki, şunlardır:
1) Hadesten taharet,
2) Necasetten taharet,
3) Setr-i avret,
4) Kıbleye yönelmek,
5) Vakit,
6) Niyet.
Diğer altısı da, namazın başlangıcından itibaren bulunması gereken farzlardır ve şunlardır:
1) İftitah (namaza girme) tekbiri,
2) Kıyam,
3) Kıraat,
4) Rükû,
5) Sücud,
6)

Namazların Nevileri ve Rekâtları


17- Namazlar, farz, vacib, sünnet ve müstahab nevilerine ayrılır. Şöyle ki: Aklı yerinde olan ve büluğ çağına eren her müslümanın günde beş defa belli vakitlerde belli rekâtlarla kılacağı namazlar, birer farzı ayndır. Cuma namazı da bu kısımdandır. Vitir ve bayram namazları birer vacibdir. Farz namazlardan önce veya sonra yahut hem önce, hem de sonra kılınan bir kısım namazlar birer sünnettir.

Namazla İlgili Bazı Deyimler

6- Salât: Namaz demektir. Çoğulu "Salâvat"dır. Salât, sözlükte dua manasındadır. Din deyiminde, bildiğimiz ibadetten, erkân ve zikirlerden ibarettir. Namaz kılana, "Müsalli" denir. Bir de "Salât", Peygamber efendimize şu şekilde yapılan dua manasına da gelir: "Allahümme salli ve selim alâ seyyidina Muhammedin ve alâ ali seyyidina Muhammed = Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e ve onun ailesine

Namazın Önemi Ve Fazileti


1- Bilindiği gibi Yüce Allah'ı tevhid (bir kabul etmek), Onun eşsiz varlığını bilip tasdik etmek, farz olan en büyük bir görevdir. Bundan sonra farzların en büyüğü ve en önemlisi namazdır. Namaz, imanın alametidir, kalbin nurudur, ruhun kuvvetidir, mü'minin miracıdır. Mü'min bu namaz sayesinde Yüce Allah'ın manevî huzuruna yükselir. Yüce Allah'a yalvararak manevî yakınlığa erer. Mü'min için ne

Peygamberimiz Gelse

6 Mayıs 2008 Salı

Hz. Davud Ve Talut


İsrail Oğulları, Musa aleyhisselâmdan sonra bir peygamberlerine müracaat ederek:

— «Bize kumanda edecek bir hükümdar gönder, Allah yolunda muharebe edelim» dediler.

O Peygamber hakikati tesbit etmek için damarlarına bastı ve:

— «Size muharebe farz kılınırsa yapmamak etmiyesiniz» diye sordu.



Bunun üzerine bütün cemaat:

— Biz niye Allah yolunda muharebe etmiyelîm? Halbuki yurtlarımızdan